1 Ocak 2013 Salı

Akıl Kontrolü..!

Tekrar merhaba arkadaşlar. Bugün bahsedeceğim konu "mind control" yani akıl kontrolü.


Bildiğim kadarıyla beyin sinirlerimizde inanılmaz bir enerji transferi gerçekleşiyor, hemde her saniye. Yani beynimiz enerji ile direk bağlantılı... Buda şu soruyu bize sorduruyor: frekanslarla bu enerji yönetilebilir mi?


(Eğer beyindeki inanılmaz enerji ve frekans akışını yakından öğrenmek istiyorsanız "AURA" yı araştırın..)



Evet bence yönetilebilir, hatta şuan yönetiliyor bile olabilir. Eski usul olarak mind control için "subliminal messages" kullanılıyordu. çünkü sinema ve tv o zamanlar yeniydi... geçmiş konularda subliminal mesajlara değinmiştim zaten.



Ama 22. yüzyıla kucak açtığımız şu günlerde bunun modasını artık FREKANS DALGALARI alacak gibi görünüyor. Belki atmosfere salınan bir maddenin enerjisinden kapacağız, belki cep telefonlarımızdan, belki başka birşeyden..

Kaldı ki AURA'nın ve FREKANS'ların hiçte meşur olmadığı 90lı yıllarda çıkarılan illuminati kartlarından biri bunu bize yaklaşık 20 sene önce göstermiş bulunuyor.


NEW WORLD ORDER adı altındaki (doların üstünde de yazar bu) bu şeytani plan için bence çok çok büyük bir adım olabilir bu... Düşünsenize milyarlarca köleyi yönetmenin şeytani boyutunu.



Sevgiler , Emir ÇAKIR.


EMPIRE STATES OF BUILDING BiNASINA UZAYLI SALDIRISI

1995 yılında Steve Jackson tarafından piyasaya sürülen illuminati kartlarındaki olayların gerçekleştiğini biliyoruz. peki bunlar hangileri?


11 Eylül Amerika İkiz Kule Saldırıları


Pentagon Saldırısı :



VE şimdi bu oyun kartlarında yakında olacağını tahmin ettiğim bir olay: EMPIRE STATES OF BUILDING BiNASINA UZAYLI SALDIRISI



Bu saldırı 2012 de olacak tahminimce ve tabi ki sahte bir uzay saldırısı olacak. Tıpkı sahte terörist saldırısı gibi .(11 eylül ikiz kuleler)

Bu illuminati kartlarını aslında tek tek incelemek istiyorum bir konuda. Yakında öyle bir çalışma hazırlayıp size gelecekteki felaketleri gösterebilecem ve geçmişteki saldırıların kanıtlarını ispatlamaya çalışacam.


Sevgiler , Emir ÇAKIR.


Piramitler Dosyası 1 : Sfenks'e profesyonel bir bakış.



Mısır piramitlerinin en dikkat çeken devasa heykeli sfenks mimarlar ve zanaatkarlar tarafından incelenmiş arkadaşlar... Bir belgeselde resimler çekilip, photoshop gibi profesyonel yazılımlarla incelenmiş ve sonuç inanılmaz.


Bu devasa heykelin baş kısmındaki sol yanaklar, sağ yanaklarla ; sol göz, sağ gözle ; dudaklar sağ ve sol olmak üzere simetrik.


Bu ne demek? 4500 yıl önce hiçbir ölçü biriminin olmadığını kabul edersek imkansız demek. Ölçü birimleri olsa da bunu yapabilecek teknolojik aletleri düşünürsek 2 kez imkansız demek. Şuanda bile bu simetrikteki ve bu büyüklükteki bir heykelin yapılmasının çok çok zor olduğunu belirtiyor zanaatkarlar. Gerçekten hayret verici..



Bu heykeli yapmak için Pİ sayısı, Metre ve bazı ölçü birimlerinin bilinmesi gerekir gerçektende.
Peki onlar bu ölçü birimlerinden haberdarlar mıydı 4500 yıl öncesinde?
Onlar kimdi ki?
Ya piramitler ? Onlar nasıl yapıldı?


Sevgiler , Emir ÇAKIR.

Evren'in Fotoğrafı Çekildi. Evren 1 Tane Değil !




Bilim adamları senelerce biriktirdiği uydu foroğraflarını birleştirip temsili bir evren modeli çıkarmışlar... Bana göre çok mantıklı bir foto olmuş. Ve bu fotoğraftan sonra yine bildiklerimizi unutmamız gerekiyor sanırım. Çünkü evreni çoğu insan gezegenleri içine alan, onları saran gaz bulutu vs bişe sandılar. Ama bu foto da verilen 2 mesaj var:


1. Evren aslında içine milyonları alabilecek kadar büyük, devasa bir başka gezegendir.
2. Evren 1 tane değildir, Neden? Çünkü fotoğraf temsili olduğu için çok değerli bilim adamları bazı mesajlar saklamışlar fotoğrafta. Evren o geoid çakması düzlem de, o siyahlar nedir? İşte konu da bu. Siyah yerler evrenin dışında kalan yerler. Evrenin boyutunu düşündüğümüzde o siyah yerlerin ne kadar devasa olduğunu görebiliriz. Yani başka evrenler de olabilir. Ya da başka şeyler...

Birgün insanoğlu herşeyi öğrenecek...


Sevgiler , Emir ÇAKIR.

Facebook'a Güvenmeyin!


Güvenliğinizi daha güzel tehlikeye atacak tek bir site daha tanımıyorum facebook'tan başka. Tüm kişisel bilgilerinizi yazıyorsunuz, fotoğraflarınızı, özel hayatlarınızı belirtiyorsunuz. Hadi bir oyun oynayalım:


Şehir dışında bir sevgiliniz var ve kızı ayda bir görüyorsunuz diyelim. İlişki durumunuzda kızın adı geçiyor... Günler sonra kızla tartışıp ayrılıyorsunuz. İlişki durumuna 'ilişkisi yok' yazıyorsunuz. Sevgiliniz olaydan birkaç gün sonra 45 yerinden bıçaklanarak bir çöp konteynırında bulunuyor. Ne olacak?


Ben söyleyim size... Facebook'ta yaptığınız her güncelleme kaydediliyor. Yani oraya ilişkisi yok'ta yazsan, yetkililer 1 ay önce ya da 1 sene önce orda ne yazdığını öğreniyor... Ve sizin alakanız olmayan yukarda salladığım olayda, ilk şüpheli siz oluyorsunuz. Direk soruşturmaya gitmektende kaçamıyorsunuz.


Bir polis amca demişti ki ;

'Facebookla beraber işimiz çook kolaylaştı be kalwi.. pehe hehe he...'

Aşağıda da Amerika'da yaşanan bir olayın haberini veriyorum:


Ortaokula giden bir çocuk kendi Facebook sayfasındaki gönderisindeki nedeniyle gizli servis tarafından okulda sorgulandı.


Usame bin Ladin'in öldürülmesinin ardından 7. sınıf öğrencisi Vito LaPinta Federal Büro'nun dikkatini çekecek bir statü güncellemesi yaptı: Usame öldü, Obama dikkatli olmalı çünkü intihar bombacıları olabilir.

Fox News'un haberine göre, bundan bir hafta sonra okul müdürünün odasına çağrılan çocuk "Gizli Servis'ten geliyorum" diyen takım elbiseli ve güneş gözlüklü bir adamla karşılaştı. LaPinta'ya Başkan'ı tehdit eden bir mesaj yolladığı için çağrıldığı söylendi.

Vito'nun annesi Timi Robertson, Cuma günü oğlunun okulundan bir telefon aldığını, karşısındaki güvenlik görevlisinin verdiği haberle şoka uğradığını söylerken okul yönetimi anneyi telefonu ciddiye almadığını düşündükleri için beklemediklerini iddia etti.

"Oğlum sınıfında güvenle oturuyor olması gerekirken benim bilgim ve onayım olmadan sorgulandı" diyen Robertson, bu konuda dava açacak kadar maddi durumunun iyi olmadığını ancak başlarına gelenden diğer insanların da haberdar olmasını istediğini ifade etti.

Gizli Servis'in sorgusuna maruz kalan Vito ise Facebook'a yazdıkları konusunda artık çok daha dikkatli olduğunu anlattı.



Sevgiler , Emir ÇAKIR.

Biri Bizi Gözetliyor. Hemde Bilgisayarımızdan!





Aşağıda yazılanlar bir iddiadır!


Uzatmadan başlıyorum... Bilgisayar ana kartını National Security Agency'in ortak olduğu İNTEL firması yapıyor... Diğer ana kartlara da bakarsak hemen hepsi amerika şirketlerinden çıkmıştır. Peki anakartlar hakkında ne biliyoruz? İçinde ki küçük çiplerden haberimiz var mı? Gezdiğimiz tüm sitelerden, banka hesaplarımızdan görüntülenen bilginin, Amerikaya gönderildiğini bilen var mı? Diyelim ki ben atmasyon yapıyorum... Neden Amerika'nın 1 numaralı rakibi Rusya'da hiçbir mikrosof ürünlerini kullanılmıyor. Çünkü Rus askerlerinin bilgisayarlarında kendi yazdıkları işletim sistemleri kullanılıyor. Tabi birde bu durum var. Windows 7 yaklaşık 11 gb yer kaplıyor...Buda binlerce dosyaya tekabül eder. Acaba windows klasöründe minik casus dosyalar olamaz mı? pekala olabilir...


Ayrıca Dan Brown'un DİJİTAL KALE kitabını okuyanlar bilirler... NSA FBI CIA gibi örgütlerin attığımız her e-postadan haberi olduğunu. bende şuraya yazıyorum: İnternet ve bilgisayar 3. dünya savaşının büyük silahlarından biri olacak.


Sevgiler , Emir ÇAKIR.

Facebook'tan Beyne Hükmeden Gizli Mesaj

Sosyal ağ filminden aslında facebook'un bir seks aracı olmak üzerine kurulduğunu anladım ve ilişki durumu aslında buradan geliyor. Ama ilginç olan bunun açık açık yazılmayıp, insanların bilinç altına yerleştirici bir kodla yazılması. Bence sitenin bağımlılık nedeninde bu gizli kodun payı büyük.

Hadi Facebook Anasayfasına Gidelim...




Sevgiler , Emir ÇAKIR.

Ay'a Gerçekten Gidildi mi? Yoksa Herzaman ki Gibi Kandırıldık Mı?



Şu flash girişlerimden bir tane daha yapmak istiyorum: GİDİLMEDİ ARKADAŞIM! Kandırıldık senelerce!..


Amerika bu işi biliyor demek isterdim ama o kadar büyük hatalar yapıyorlar ki bu projelerde... İkiz kule olayı olsun, bu olay olsun...


Sene 1969...

Ozamanlar Amerikanın Nasa'sı bir hiçtir nerdeyse... Uzay teknolojisi Rusya'dan sorulur. Bunu hazmedemeyen Amerika da:



Devasa bir stüdyo lazımdır bu oyun için. AA şansa bak zaten Hollywood diye bi zımbırtı hazır bile... Dekor hazırlanır, kostümler giyilir ve başrolde Neil Amca oynamaya başlar. Film çekilir... Dünyada bu filme kanar... Taa ki sene 2000leri gösterene kadar...


Şimdi birkaç soru sormak istiyorum.

Peki ne oldu ay maceramız? 1969'tan sonra neden Ay'a gidilmedi? Neden Görüntüler çekilmedi? Daha da önemlisi neden ay artık dünyadaki bir üst olarak kullanılmadı? 1969'ta sen Ay'a gittiysen, 2011 de Ben, kankam ece ve masajcı ahmet abi, hep beraber Ay'da lunaparka felan gitmemiz gerekmez miydi? Ne bilim THY jet işine girip bi tarife düzenlemez miydi? ...


Neyse ki bizim hurafelere karnımız tok. Ve İnanılmaz Gerçekler Blogu ve Okuyanları, her öğretilene inanmamayı öğrenmiş durumda. Şimdi gelelim kanıtlara:





Sevgiler , Emir ÇAKIR.


Karabasan Nedir? Ne Değildir...




Artık ilgi gitgide artıyor rüyaya... Çünkü hala adam gibi bir bilimsel açıklaması yok. Son olarak 'inception' adlı filmde konu alınmıştı...
Rüyalarla ilgili birkaç detay: Rüyaları görenler tanımadıkları hiçbir yüzü görmezler. Körler ve hayvanlarda rüya görebilir ve daha da ilginç olanı, bunların %90'ını kalktığımızda hatırlayamıyoruz..


Ve gelelim Karabasan denilen olaya...


1.Bilimsel Olarak Karabasan
Hiç paranormal işlere vurmadan bu olayı derki prof abilerimiz: Onun adı 'UYKU FELCİ'dir.. Nedir bu uyku felci? Yine ezberden ve aklımda olduğu kadar yazıyorum, Bir anatomi birleşmezliği... Şöyleki stres, yorgunluk,yatmadan yenen yemek vücudun dengesini bozuyor... Karabasan dediğimiz olayda beyin uyanıyor ama vücut kendini hala uykuda sanıyor. Neden? Çünkü beyinden giden sinirler vücudu uyarmıyorum... Bu durum yaklaşık 5 dakika sürüyor. Ve olayda Halüsinasyon gördürebiliyor, kalbi çok çok hızlı çarptırabiliyor. Vücut felçli bir biçimde hareket etmiyor, konuşma becerisi kayboluyor. Çalışan organlardan sanırım en dokunaklısıda gözler... O anı görebiliyorsun çünkü.


2.Metafizik Olarak Karabasan
Olayı anlatmadan bir deneyim paylaşmak istiyorum... Akraba olacak bir herif, bize küçükken başından geçen bu olayları anlatırdı... Yaşlı bir adam gelir, yatağıma uzanır ve boğazımı sıkardı felan derdi.(tüylerim diken diken ahh gençliğim)
Şimdi bu yazıyı yazmamdaki sebebi anlatacağım: BENDE BİR DENEYİM YAŞADIM. Geçenlerde çok stresli ve sabaha karşı uyuduğumda, bu olay başıma geldi... halüsinasyon gördüm evet... Yatağımın karşısındaki perde garip sülietlere bürünüp ordan oraya uçup duruyordu. Ama bana bir zarar vermiyordu. İşte gelelim şimdi asıl olaya:


Benim teorime göre halüsinasyonlu bir karabasanda, eğer hayalini gördüğünüz şey size zarar vermiyorsa bir uyku felcidir(ve genelde geç uyku ve stres nedenlidir), amaaa zarar veren ve zarar vermek isteyen bir hayal görüyorsanız korkarım bu karanlık gerçeklere girer... Başka boyuttaki varlıkların 'bugün ne yapsak hilmi abi' demesine girer... Ondandır ki, böyle olaylar da- kesinlikle düşünebilirsiniz o an- içinden dua ve dini atılımlar gerçekleştirenler işten yırttığını söylüyor.(Dinlediklerimin %99u diyebilirim) Amaa uyku felcinde ise, naparsanız yapın, benim gibi bi 5-6 dakika bi sürünmeniz gerekiyor.


Sevgiler , Emir ÇAKIR.

Acun Ilıcalı ve illuminati

Aşağıda yazılanlar bir iddiadır!






Türkiye'de gelişen illuminati ve siyonizm propagandası gerçekten dudak uçuklatıcı boyutlarda artık... Hepimiz kör müyüz peki? Acunun ilk resimde giydiği t-shirt'ü gören kimse sormuyor mu, bu gözün anlamı nedir diye?


biz soruyoruz efendim... tek göz 'deccal' in simgesidir.






Sevgiler , Emir ÇAKIR.

Güneşe Gitmek İmkansız Değildir!




Güneşe bir gün gerçekten gidilebilir mi? imkansız gibi görünmektedir fakat bilimde imkansız yoktur, ihtimaller vardır. herneyse peki nasıl gitme ihtimalimiz olur? şöyle kocaman bir uzay gemisi yada roketi yapılır. dışına devasa büyüklükte bir soğutucu yapılır. bu soğutucu o kadar güçlü olmalıdır ki, güneşin yüzlerce binlerce derecesini nötrleştirmeli. yani -1000lik bir etki yaratmalı. buraya kadar herşey tamam, gayette mantıklı. Şimdi bize gereken tek şey bu devasa soğutucuya, devasa bir güç kaynağı bulmak. oda sanırım güneşten başkası olamazdı... hala ne diyor bu diye bakıyorsan eğer; güneş enerjisiyle çalışan devasa bir soğutucudan bahsediyorum...


Sevgiler , Emir ÇAKIR.

Peygamberlerin Şuan Hayatta Olan Akrabaları Var Mıdır? Varsa Mucizeler Yapabilirler Mi?



Bu soru seneler önce aklıma geliyordu... Bir de baktım Dan Brown isimli yazar, buna bir kurgu ekleyerek Da Vinci Code isimli kitaba aktarmış ve sonra filmini çekmiştir. O kitapta İsa'nın Mary ile evlendiği ve bir çocuk sahibi olduğundan bahsediliyordu. Ama incil'de 'Tanrı ve Mary'nin oğlu İsa'dır' diye geçer.

MUCİZELER! İsa'nın boş bir kadehte şarapı yarattığı ayeti geçer incilde. Kur'anda ise bir çok peygamberin mucizeler yaptığı söylenir.(musa,nuh,muhammed) Bu bize peygamberlerin özel yaratıldığını, mucizeler yapabildiğini gösterir. Peki genetik bilimi ne der? Anne ve babanın özelleklerinin büyük bir kısmını, çocuk taşımaktadır, der. Geri kalan yüzde ise akrabalardandır der.


2011'e geldiğimizde bir kutsal kişiliğin kutsal akrabasının yaşaması çok mu mantıksız? Bence değil... Mucizevi güçleri olması mantıksız mı? Tabi ki mantıklı. Ama bu mucizelerin ortalama %2'sini kullanabilmektedir bana göre. Çünkü Genetikte yıllar boyunca, mucize yaratamayan anne faktörü oluşmuştur. Yani evlenilen her kadın mucizeyi körertmiştir. Çünkü doğan çocukta kadınların da genetiği çocuğa işlenmiştir.


Özet geçmek gerekirse, şuan belkide etrafımızda peygamberlerin akrabaları yaşamaktadır... Köreren mucize genetikleriyle, nesneleri oynatamasalar bile, sezgi ve tahmin güçleri çok fazla olabilir. Bu özellikteki insanları da zaten etrafımızda görüyoruz. Acaba Nedeni...???


Sevgiler , Emir ÇAKIR.

Piramitleri Tabi Ki Uzaylılar Yapmıştır!




Piramitlerin en ilginçi olan keops'un özellikleriyle başlayalım:


Kahire'de bulunan " Keops piramidi " nin 12 ton ağırlığında iki buçuk milyon bloktan oluştuğunu, günde on blok yerleştirilmesi halinde yapımının 664 yıl süreceğini, Piramidin üstünden geçen meridyenin karaları ve denizleri tam eşit iki parçaya böldüğünü ve piramidin dünyanın ağırlık merkezinin tam ortasında bulunduğunu, Yüksekliğinin (164 mt) bir milyarla çarpımının güneşle dünyamız arasındaki uzaklığını verdiğini, Taban alanının, yüksekliğinin iki katına bölünmesinin pi sayısını verdiğini, Piramitlerin içerisinde "ultrasound", radar,sonar gibi cihazların çalışmadığını,
Kirletilmiş suyun bir kaç gün piramidin içinde bırakıldığında arıtılmış olarak bulunduğunu, Piramidin içerisinde sütün birkaç gün süreyle taze kaldığını ve sonunda bozulmadan yoğurt haline geldiğini, Bitkilerin piramit içerisinde daha hızlı büyüdüklerini, çöp bidonu içindeki yemek artıklarının hiç koku yaymadan mumyalaştığını,Kesik, yanık, sıyrık ve yaraların piramidin içinde daha çabuk iyileştiğini,Piramidin içinin yazın soğuk, kışın sıcak olduğunu, Piramit kimin adına yapıldıysa onun bulunduğu odaya yılda 2 kez güneş girdiğini ve bu günlerin doğduğu ve tahta çıktığı günler olduğunu, biliyor muydunuz?


Şimdi böylesine inanılmaz bir piramidin 1000 yıl önce nasıl yapıldığı hakkında teorilerimi açıklayim:


Bir insan topluluğu mu? kesinlikle hayır, hayır ve hayır! bu mimari bilgiye o zamanlar ulaşmak imkansızdır! Evet bu piramitleri UZAYLI'ların ta kendisi yapmıştır... Saçma mı geldi? Peki piramitlerin bazı bölümlerinde bulunan ufo ve garip insan figürü resimlerinden haberiniz var mı? Teorim şudur ki, o dönemler başka gezegenlerden gelen varlıklar bugünden çok daha fazlaydı. Ve onların o zamanki bilgi ve teknolojileri, bizim şuanki teknolojimizden kat kat fazlaydı. Onlar geldi, yaptı ve gitti. Yapımını gören insanlar ise, onları gördüğü gibi piramitin duvarlarına resmetti.(ufo)


Peki bu piramitleri yapmaktaki amaç neydi? Neden yaptılar, bitirdiler ve gittiler?


Heyecanlanarak yazıyorum bu cümleleri. Piramitler bana göre bir uydu gibidir. Bence şuan dünyamızdaki bir çok şeyi kendi gezegenlerinden takip edebilmektedirler. Ve belki kat kat daha büyük bir amaca hizmet edecektir ilerde kim bilir? Şunu unutmayalımki piramite giren KAYBOLUR. Birçok araştırmacı girebiliyor ama buraya dikkat SADECE BİR BÖLÜMÜNE girebiliyor... Derinlerde ne olduğunu henüz kimse bilmiyor.


Ve ayrıca piramitlerin çevresinde, Mısır tanrılarının heykellerinin felan bulunması, o dönemki mısır tanrısının uzaylılarla iletişimini ortaya çıkarmaktadır.


Sevgiler , Emir ÇAKIR.

Şirinler Sadece Bir Çizgi Film Midir? Yoksa Komünist Bir Propaganda Mı?




Hepimiz izledik çocukluğumuzda öyle değil mi? Tabi o zaman ki gözlem ve düşünce gücümüz gereği bir çok gerçeğin farkına varamadık. Alttan alttan verilen odunu, komünistlik mesajlarını göremedik.


Şimdi görmenin tam zamanı o halde. İşte buram buram kokan komünizm:


1-Şirinler köyünde kutsal bir bina gören oldu mu? Cami, kilise vs?
2-Peki para kullanan bir şirin gördünüz mü?
3-Şirinlerin lideri kimdi? ŞİRİN BABA. Evet kırmızı bir şapka(komünizmin sembol rengi) bembeyaz uzun sakallar.(karl marx'ın ta kendisi bu)
4-Tembel şirini hatırlayalım birazda. Adam paso uyuyordu. Peki aç mı kalıyordu? Hayır! Tüm yiyecekler paylaşılıyor, çalışanla çalışmayan arasında hiçbir fark yoktur bu filmde. Tıpkı Sosyalist ve Komünist görüşlerde ki gibi.
5-Filmin yapımcısı sosyalist Peyo'dur. Aslında filmin konusu da Şirinler'in sosyalist ve komünist SSCB'yi, gargamelin'de emperyalist Amerikayı temsil etmesinden başka birşey değildir... Gargamel'in sürekli altınlarla oynar ve şirinleri kaçırıp para olarak satmak istemesinden, emperyalizmi(kaynağı para olan akım) simgelediğini anlayabiliriz. Bu nedenle Amerika'da şirinler'in bir dönem neden yasaklandığınıda.

Sonsuzluk Nedir?

Sonsuzluk Nedir?





Sonsuzluk var mıdır? Bence böyle bir soru yanlıştır. Bu yüzden önce 'sonsuzluk nedir' i açıklamaya çalışacağım. Sonsuzluk bir çok insana göre ulaşılması imkansız şeylerdir, öyle değil mi? Ama ne saçma değil mi, ulaşılması imkansızsa bunun adı 'ulaşılması imkansız' olmalıdır, 'sonsuz' olmamalıdır ki! Şuan jupiter'e gitmek imkansızsa bu aynı zamanda, sonsuz mudur? Saçma!


Benim sonsuzluk tanımım: kendini sürekli tekrar edendir. Örneğin 1'den başlayıp 2-3-4-5... diye sonsuza ulaşıncaya kadar saymayı hedefleyen bir insan düşünelim. Bu insan ne yapacaktır, 0-9 arasındaki sayılırı, her ve her defasında kullanacaktır. Yani aslında olduğu yerde saymaktadır, ilerleyen şey sayıların değerinden başka bişe değildir. Sayıların değerindeki artış bizi sonsuzluğa yaklaştırır mı? hayır tabi ki de... belkide değerlerin azalması gerekmektedir sona ulaşmak için, kim bilir :)

Sen şimdi '-sayıları say say sonu gelmiyor ama ?' gibi bir şey de düşünebilirsin. ama ben ne dedim sana? sonsuzluk=ulaşılmazlık değildir. sonsuzluk bir yorumdur, tıpkı evrenin sonsuz görünüp aslında tabiki de bir sonunun olduğu gibi... bu bir yorumdur, ve yorumlar, yorumlandıkları şeylere göre yol alır...

Amerika İlluminati Kraliçesi'ni Sunar : Ke$ha

Amerika İlluminati Kraliçesi'ni Sunar : Ke$ha
Son zamanlardaki MTV gözlemlerim hakkında konuşmak istiyorum. Ne illuminati prensesi olduğunu klibinde iddia eden Rihanna, ne konserlerinde ve şarkı sözlerinde şeytani ayinler yapan Katy Perry son zamanlardaki en büyük İlluminati olaylarının içinde. Çünkü bu görev Keşha'da.

Çektiği klip ve MTV gecesinde yaptığı şovu birçok amerikalı arkadaşımız bile hayretler içinde izlemiştir. Artık illuminati "FORWARD" felsefesi ve yoluna girmiş. Herşey açık seçik gösteriliyor, adeta insanlara gözdağı veriliyor. Yorum yapmaya hiç gerek olmadığını düşündüğüm, İşte her saniyesi illuminati kokan videolar: